28 Ocak 2012

Muzikli Masal...


Size bir hikaye anlatmak istiyorum. Belki de bir ruya...
Yagmurlu bir gunde yalniz basima yuruyordum. Semsiyem de olmasa sirilsiklam edecek turden. Sonra bir elektrik lambasinin altinda semsiyemi kapatip aptalca dans etmeye basladim. Frank Sinatra'ya el salladim. Sokaklarda insanlar deliler gibi kosusturuyordu. Mahalleye bir karmasa hakimdi. Imelda May'i de o ara gordum galiba.
Derken siyah bir kedi islanmis, hayatta kalma mucadelesi veriyordu. Kediye Gloria diye seslendim. Bana donup bakmadi. Bence o kedi Gloria Gaynor'in ta kendisiydi. Kirik kalpler istasyonuna geldigimde gunes batmak uzereydi. Cinderella dedim. Duyan olmadi. Trenime tam vaktinde yetistim. Blackfoot'tan geliyor dedim kendi kendime siradaki parca.
Sonra sonra evden neden ciktigimi hatirladim. Skynyrd'iin bana hep ne dedigi dusundum. Evim evim guzel evim. O havada neden sokaklardaydim ki zaten.
Elimi cebime attim. Adres yazili bir kagit buldum. 26 yil yasamistim ama simdiden hayat bana cok kisa gelmeye baslamisti. O adres, son durakmis gibi bir his vardi icimde. Adresi bulmak zor olmadi. Bir oteldi burasi. Adi Kaliforniya. İceride 'Kartallar'i gorur gibi oldum.
Merdivenlerde Led Zeppelin'e rastladim. Merhabalastik sadece.. Katima geldim. Kapiyi caldim. Yan dairenin kapisini da Bob Dylan caliyordu. Bir kere daha caldim. Sonra bir kez daha ve kapi acildi. Ben iceri adimimi atacakken yanlis adrese geldigimi o an anladim. Dogrusu yan daireydi.
İcimde tatli bir uzuntu var hala. Hayrani oldugum herkes burada. Ama sevdiklerim yan dairedeydi. Ne de olsa cennet bana bir duvar otedeydi.
Sonra yuzume dusen gunes isigiya uyandim. Hepsi bir ruyaydi. Bazen sorarim kendime yan dairenin kapisini calsam mi diye.